12 Ağustos 2011 Cuma

Mavi'me

meraba teyzecim,
yeni bir başlangıçsın benim için, bir kitaba yeni başlamak gibi en saf halinle karşımda olacaksın ve aklımda hep öyle kalacaksın. çocuklar, büyüklerin gözünde hiç büyümez derdi annemler doğruymuş Simayımdan sonra bunu anladım ve sende öyle olacaksın.
bu yazıyı yazmamın asıl nedeni seninle tanışmak bir bakıma. ben "Mavi" koydum senin adını. sen bana ne diyeceksin, nasıl tanımlayacaksın bilmiyorum. ama çoooook merak ediyor ve heyacanla bekliyorum biliyo musun :)
evet daha doğmadın bile teyzecim biliyorum ama olsun ben yine de zamanın su gibi geçip o günlere geleceğimizi biliyorum ya Allahımın izniyle o yüzden heyecanlıyım her konuda.

evet "Mavi" koydum adını...
gözlerin mavi olur mu bilmiyorum
yada mavi rengi sever misin...
ya da hayatında kaç defa mavi rüyalara dalarsın bilmiyorum...

ben "Mavi" diyorum hiçbişeyi bilmeden. aydınlık geliyo bana bu sesleniş. huzur veriyo her ana. sevimli ve dingin biri olacaksın bence... o bol bol gezcez seninle... duruşun babana gülüşün ise annene benzeyecek sanki. gözlerinde bana benzer belki belli mi olurr. Simaycın şimdiden senin elinden tutup gezdireceği, seni sallayacağı günleri bekliyor...

canımm sen bu yazıyı okuduğunda ben sana yine "Mavi" diyeceğimde bakalım sen bana ne diyo olacaksın... huzurun ve sağlığın hiç eksik olmadığı bi ömür diliyorum sana canımın içii..

heycanla ve sabırsızca beklemedeyizz.


10 Haziran 2011 Cuma

böyle işteeeee

Böyle işte günlük,
Hayat sürpriz yapıyor ara ara bize… kimisi memnun ediyor yüz güldürüyor, kimisi şaşırtıyor hayret ettiriyor.
Bazen yaa diyoruz hadi canım, bazen de kocaman bi yokkkkkk çekiyoruz yok canımmmmm...

2 Haziran 2011 Perşembe

bükülen dudak

sabah bizim yataydık simsimlee, "babadan saklanalım gel" dedim. gülmeye başladı kıkır kıkır. çektim yorganı başımızdan, şişşş gülme diyorum. daha çok gülüyo meleğimmm. sonra ceeee yaptık babaya çığlıklarlaa.
sonra ben baba kızı yannız bıraktım. yastık kavgası yaşanıyomuş aralarında sonradan öğrendim. simay hanım yastığını paylaşamamış babasına. yatmasın baba yastığa diyo küçük hanımm. öle olunca koray da "sende benim yatağımdasın, sende benim yatağıma yatma o zaman" dedi. ve onu bildi sadece...
simaycıktan tiz buğulu bi ses çıktı sadece "hıı", aynı anda dudaklar büküldü, gözyaşı pusu kurdu pınarlarda. acaba devamı gelecek mi diye bekler oldu. ama sonrasında öpücükler geldi babadan aşkınaa.
ama pusuda bekleyen gözyaşı gider mi, gitmeeeeezzzzzz... süzüldü o küçücük gözlerden sessizcee...
nasılda kırılgansın annecim, umarım hayat hep güzel yüzünü gösterir sana. ama pek de ümidim yok gibi. herkes bi acı yaşıyo bu hayatta açık konuşmak gerekirse, az yada çok, büyük ya da küçük. önemli olan sağlam durabilmen, yıkmalarına izin vermemen. ve biliyorum ki böyle de olacak Allahımın izniyle.
şu anda sığındığın liman olan "ben" "biz" hep yanında olacağız, seni senle yaşayacağız. hayattaki en güzel yanımızsın canımmmmm...
bir eylül anca bu kadar güzel olurdu ve her eylül sadece bu kadar güzel kokabilirdi...
iyki varsınnn. seni çooookkk seviyorum demek bile az biliyosunnnnnn...

31 Mayıs 2011 Salı

yeni gelen

canımmm, teyzecim, gelmeden gönlümü fetheden!
bu blogu aşKuzum simayımmmm için açmıştım aslında, hamileliğimi öğrendiğimde...

ona adamıştım adını da "beklenene" diyerek ama devamettiremedim çok fazla başladıktan sonra malesef. çok istedim her hafta yazmayı resimler çekip koymayı ama olmadı olamadı kısmet işte...
sana da bişeyler yazmak istiyorum hafta hafta ya da ay ayy. ama bana güven olur mu bilmiyorum :)) heheheee

Simayım çilek kokulum dertlerimin dermanı, sende üstüne alınabilirsin bu haftalık yazıları, seni de hissediyorum çünkü yazarken. kendimi hatırlatıyor bana ve dolayısıyla seniiiii...

12 haftalık oldun ufaklıkkk. artık yutmayı öğrendin bu hafta biliyo musun ama tam beceremiyorsun ve hıçkırık tutuyorrr. hıkk hıkkk. bu hışkırıklar seyirme olarak hissedilebiliyor zaman zaman dikkatli ve deneyimli annelerce. senin annecik hissetti mi hiç böyle bişey bilmiyorum ama ben en başından beri hissettim çilek kokulumun hıçkırıklarını. ben onlara hıkkıdık diyodum ve hıçkır annecim hıçkır da büyü diyordum.

en başından beri sohbet ettim simayımlaaa, herşeyi her olayı anlattım ona. şarkılar söyledim, dualar okudum, masallar anlattım, seyrettiklerimi paylaştım aklına gelen herşey yani.
kimbilir erken konuşmaya başlaması da bu sebeptendir belki de.

merak etme seninde konuşmayı çok seven bi annen var, bol bol konuşur seninle. arasıra çığlık gibi sesler duyarsan merak etme haaa. onlar annenin istemsiz çıakrttığı iç sesleri aslında heheheheee...

varya ufaklık seninle çok iyi anlaşacağız şimdiden hissedebiliyorumm!neyse gelelim şuanki haline fazla dağılmadan. artık tüm organlarında oluşmuş hadi iyisin, saçların ve tırnaklarında uzamaya başlamış bile Allahımın izniyle, ne hoş di mi? artık hacim olarak büyüyosun da... diş etlerinde 20 dişininde yeri belli olmuş ayrıca. baş-popo uzuznluğun yaklaşık 6-7 cm., ağırlığın ise 9-14 gr. kadarmış. yani tüy sikletsin halaaaaa...

hadi bakalım teyzecim iyi beslen de güçlü bi bebiş ol emii, bak dışarda seni dört gözle bekliyorz. sağlıkla, huzurla ve en önemlisi de hayırla gel ufağım emi...

seni özleyen teyzenn...

dişşş dişş

dün gece her saat başı GÖREV başıydım yine... aşKuzum diş çıkarmaya çalışıyo ve çığlık atarak uyanıyo miniğim. elden de bişey gelmiyo sadece sıcak bi sarılma , içten bi sevgi yumağı var elimde ona verebildiğim bu konuda... ve en sevdiği şey bu sanırım... iyki de :)))
bebeklerin ilk diş çıkarmada çektikleri acı hayattaki en acı şeymiş... büyük insanlar yaşasa bunu dayanamazlarmış... ne kötü aMA dimi? ve ne güçlüler di mi?
bizim dayanamayacağımız acıya onlar katlanıyo hayatta sağlam adım atmaya acılara göğüs germeye böyle başlıyor belki insannn, kim bilir...
sabah 5:45 de bi çığlıkla gittim yanına, yaşlar süzülüyodu gözünden durmadan :( "gel dedim biizim odaya gidelim, orda yatalım biraz" olmadı. babayı çağırdık sonunda "noldu babacım, dişin mi ağrıyo" dedi. evet çıktı o küçücük dudaklardan belli belirsiz. "hangi taraf dedi" bu sefer sol tarafını gösterdi kuzum küçük elleriyleee...
gel ben öpeyim de geçsiz ağrın dedi babası, atladı kucağınaa... bizim orda yatalım da biraz ovalıyım dedi babası... ama kendi yastığı olmadan uyumaz bizim "simsim". onu da aldık, emsiğimiz de hazır tamamdır artık baabyla beraber uyuyabiliriz.
uyumaya geçildi, sonra anneye yaslanıldı annenin güvenli kolları bele dolandı ve geldi uyku bedeneee. uyuduk bir müddet ama ara ara acı geldi inledikkk...
olsun beraberdik ya üçümüz mutluyduk, uyuduk, iyki buluştukkkkkkkk

12 Mayıs 2011 Perşembe

adım gurbet

yollara inat yaşıyorum ben... adım gurbet. hızlı adımlarla değil yavaş yavaş tüketiyorum asfaltları... sindire sindire yürüyorum! bazen ciğerimi yakıyor o acı zift kokusu acılarımla beraber... bazen tertemiz bir su pınarına götürüyor beni mutluluklarıma dair...
dedim ya sindire sindire, asla hızla değil... yıllarımı verdim yollara belki daha da vereceğim hesapsızca...
isyanlarım oluyo çoğu zaman kimsenin duymadığı... adını söyleyemediğim sevgiler yaşıyorum bilmesinler diye...rüyalarımda gidişim var genelde sonu kabusa dönüşen... yüzler hep büyümüş bakıyor bana buralarda... küçük kimse yok sanki, büyümüş doğuyo herkes kimbilir... çığlıklarımı geceyle paylaşıyorum, yıldızlar özlediklerim oluyo... onların yerine sarılıyorum şarkıları çoğu hüzün kokan... sabrım var evet yaşayabildiğime göre uzun bi süre ait olmadığım bir yerde bana çok yabancı olan ama hiç yadırgamadığım insanlarla...
gurbet zor evet ama en az onun kadar zor olan ne biliyor musun "o anları yaşayamamak"...
dedim ya sindire sindire... yollara... yollarda...

8 Mayıs 2011 Pazar

İyki varsın kuzummm

Simay'ımmm ay gibi parlak kuzumm. 3 yıldır benimlesin bu guzel günde. İlk anneler gunümüzde Allahımın büyük bir armaganiydin bana meleklerin icinden. Elimden geldiğince mutlulukla besledim seni icimde. Şarkılarım hep sanaydı, her nakarat senle başlardı. Cok ismin oldu ama hiçbirisi bu kadar yakışmadı sana. İkinci anneler gunümüzde 7,5 ayliktin ve "anne" kelimesi bu günden cokk önce ben "baba" yi öğretmeye çalışırken çıka gelen en Guzel armağandi senin dilinden. "ann-ne" dedin. Nasılda bekliyormusum bu kelimeyi o an farkettim. Ve bu yıl 3. Yılımızda 19. Ayın bitti. Cok guzel sohbetler ediyorsun benimle. Kahvaltıdan sonra "olsun" dedin bana. Baban öğretmiş banyoda ellerini yikarken bugün anneler gunu anneye "anneler gunün kutlu olsun" de diye. Sense gelip "olsun" dedin. Ama dunyaları getirdin sanki kalbime. Bugüne özel benle doluydu tüm tüm sözlerin. Zaten benimle cok bütünsün ne mutlu bana ki. Ama bugün bı başkaydin annecim. Şimdilik baban yazıyo senin yerine kutlama notlarını ve yalnız seciyo bana vereceğiniz hediyeyi. Âma en büyük hayali senle beraber 'hediye seçip, sabahına beraberce kahvaltı hazırlayıp, beni kaldırdığınız' günlerin gelmesi.
Ve hayatımda o boncuk boncuk gözlerinle ve tatlı dillerinle SEN ve en büyük destegi ve sevgisiyle BABAN varya, ben dunyanın en MUTLU ve ÖZEL ANNESİYİM. iyki varsın varsınız. Sizi cookkkk seviyorum

5 Mayıs 2011 Perşembe

güzel gözlüm

nasıl bişeysin annecim sen ya... baktıkça bakasım kokladıkça hiç doymayasım geliyo seniiiiiii. en büyük sıkıntı bile senle olunca uçup gidiyo aklımdan... ilk defa dün akşam sebahat babannenin kötü durumu yüzünden sadece yatarken beraber olabildik seninle. sende bende alışık değildik böyle bi duruma ve uykumuza yansıdı zaten.



sen gece saaat başı kalktın yine, gitmeyelim dedin sıkça ve anne diye sılanıp beni çağırdın her defasında yüksek sesle. benimse rüyalarım senle doluydu, yoğun bir şekilde... anlam veremediğim...



Allahım bizi birbirimizden ayırmasın inşallah... çoğu zaman sensizken kaza yapmaktan korkuyorum. bana bişey olursa nasıl dayanırım diyorum sürekli... bu düşünce bi türlü terketmiyor beynimi, ölüm çok zor geliyo sen olduktan sonra... ki ben ölümden korkmazken...



neyse aşKuzum sen var ya sennnnnnnnn hayatsın başka bişi diiilllllll



3 Mayıs 2011 Salı

Allahımın izniyle teyze diyecek "güzelliğe" dair

ne güzel bir kelime gelirdi bana taa küçüklüğümden beri "teyze" lafı. ama öyle sokakta gördğümüz komşu teyze, hanım teyze gibi hayatımıza arada bir giren kavramlardan olmayanı... gerçek olanı birebir yıllarca yaşananı :)
2-2,5 hafta önce öğrendim dünyaya merhaba demeye niyetin olduğunu... ve bugün annecikle babacığa kalbinin sesini dinletebildin... demek böyle birşeymiş teyze olmak. şimdiden heyecan içindeyim.
önce cinsiyet belirlemeye çalıştım senin için kafamda; kız mı olmalıydın acaba aşKuzuma simay'ıma arkadaş, yoksa erkek mi iyi bir sırdaş. sonra vazgeçtim ikisinden de hayırlısıyla eli ayağı düzgün hayırlı bir evlat ol da inşallah gerisi farketmez...
sonra isimler beğendim sana değişik değişik ama hiçbirini yakıştıramadığım hala devam etmekteyim ya bu oyuna. dur bakalım nolcak...
sonra kıyafetler oluşturdum kafamda hemen şunları şunları almalıyım diye, sanki biri kovalıyor ya beni... heheheeee. ama sölemeliyim ki her kıyafet sana çokkkkkkkkkk yakıştı.
yani diyeceğim şu ki ufaklık TEYZE liği bana yaşatacaksın ya inşallahhh, seni çokkkkkkkkk seviyorum...
ilknur

27 Nisan 2011 Çarşamba

yine sana

canımmm, nur yüzlümmmmmm
bugün nisan ayının 27si. simayım doğalı 19 ay bitti. hiç yalnız bırakmamıştın bizi bugüne kadar. her ayın 27sinde mutlaka çalardı telefonun o tiz sesi. ve sen olduğunu bilirdim hep, o'dur derdim ananemdir. Bir sen hiç unutmadın ay dönümlerini aşkkuzumun. nerden bilirdim ki telefonun çalmayacağı günlerin bu kadar yakın olabileceğini.
bugün çalmadı ananem telefon, senin o huzur veren sesin "canım kızım" değişin duyulmadı. biliyorum unutmamışsındır yine de imkanın yoktur belki aramaya oralardan ne de olsa oranın teknolojisi farklı buradan.
hiç unutmadın simayımı ve son konuşmamızda "büyük anane" diye bağırdı meleğim sana ve duydun sende o muhteşem sözü. "bana büyük anane" dedi diye anlatıyormuşsun herkese...tek tesellim o şimdi. hiç unutturmayacağım seni Ona.
biliyo musun simay büyük anane gitti diyorum sıkça sımsıkı sarılarak, ne diyo bana biliyo musun "ya". anlıyor gibi beni tıpkı senin anladığın gibi...
neyse ananem iyki senin gibi bir ananem vardı, iyki vardın hayatımda iyki...

20 Nisan 2011 Çarşamba

sevdiği şeker

hiçbir ölüm vaktinde olmuyor aslında. vedanın zamanı da olmuyor. gelmiyor veda vakti bir türlü, bitmesin istiyorsun beklediğin süre. biraz daha uzasın biraz daha biraz daha. ama olmuyor... asıl gerçeğe giden o yolda dönüş mümkün olmuyor. geriye sadece sevgisi, hatırası, gülüşü, bakışı ve gittikçe silindiğini sandığın o iç sızısı kalıyor. ama silinmiyor aslında hatta artarak devam ediyor kalbinin derinliklerinde bir yere kendini gizleyerek.
ve hiç beklemediğin bir anda aldığın koku onun yaptıklarını hatırlatıyor. işte o zaman açığa çıkıyor bittiği sandığın. hıçkırıklar yine boğazında, gözyaşların sınır tanımıyor. en sevdiği şeker tesellin olur sanıyorsun... kakaolu yuvarlak top olanlardan ve dikdörtgen içinden süt taşanlardan. kakao onun gözleri olup karşına çıkabiliyor mu, ya hissettiğin o süt tadı onun tenini andırıyor mu?...oluyor mu?
hayır...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Sonsuza giden yolda ananeme elveda

Hızlı başlayıp hızlı biten blog hayatıma böyle üzüncü bir yazıyla başlayacağımı bende tahmin etmezdim. Tam tamam artık yeniden bloguma döneceğim derken, bir acı burktu yüreğimi. Yüreğimde acı gözlerimin önünde bir bir hayaller, nasıl olacağını sordum kendi kendime. Ölüm Allahın emriydi evet, peki ya sevdiğin o sesi bir daha duyamayacağını bilmenin verdiği acı… işte o anlatılamaz, tanımlandırılamazdı :(
Canımdı birtanemdi o benim, nur yüzlü ananemdi; bende onun kibar kızıydım, sarı papatyasıydım. Şimdi papatya mevsimi olan her nisan onun kokusunu getirecek, rüzgar onun sesini fısıldayacak ve güneş onun o huzur veren bakışlarını yansıtacak gönlüme, içime taa derinliklere.
Sen gittin ya ananem sensizlik çok koyuyor kalbim…
Rahat uyu emi, mekanın cennet olsun…